Kaygı Bozukluğu
Kaygı bozukluğu veya anksiyete, fizyolojik düzeyde gerginlik, tehdit, endişe ve değişik duygular ile karakterize edilen bir duygudur. Kaygı bozukluğu ayrıca, belirli bir nesneye bağlı olmayan psikolojik ajitasyon ve güvensizlik halidir. Kaygıya genellikle depresyon eşlik eder ve bu da intihar düşüncelerine yol açabilir.
Bununla birlikte kaygının kendisi, anormal bir fenomen değildir. Bir durum, öznel olarak tehlikeli olarak algılandığında organizmanın harekete geçme durumunu içeren temel bir duygudur.
Kaygı Bozukluğu Türleri
Kaygı bozukluğu türleri arasında şunlar vardır:
- Genelleştirilmiş veya Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Yaygın anksiyete bozukluğu, en az altı ay süren kalıcı bir kaygı ve endişe durumudur. Kaygı durumu, belirli bir nesne veya durumla ilgili değildir. Bu türdeki kaygı mesleki, ailevi, duygusal ve sosyal hayatın tüm yönlerini etkileyen çok büyük bir endişedir. Bu sorun, genel olarak sosyal anksiyete, ayrılık kaygısı, depresyon ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi diğer bozukluklarla aynı anda ortaya çıkabilir.
- Panik Atak: Panik atak, gerçek bir tehlikenin olmadığı durumlarda aniden ortaya çıkan yoğun korku, endişe ve ölüm hissidir. Bu sorun, ortalama olarak yarım saat kadar sürebilir.
- Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Bu bozukluk, bireyin, başkalarının olası yargılarına maruz kaldığı belirgin korku veya endişe varlığı ile tanımlanır. Bu tür korkular, tehditlerden ziyade kişisel yorumların sonucudur.
- Fobiler: Fobi, belirli bir nesne veya duruma karşı irrasyonel, yoğun ve spesifik bir korkudur. Fobiler, belirli hayvanlardan veya nesnelerden, yükseklikten, ulaşım araçlarından, kapalı yerlerden ve kalabalıklardan korkma olabilir. Bazen fobi, başkalarıyla ilişkilerle veya kişinin vücudundaki hayali bir kusurla ilgili endişeyle ilgili olarak da ortaya çıkabilir.
- Ayrılık Kaygısı: Gelişim çağındaki çocuklarda, genellikle aile bireylerinden ayrılma korkusuyla ortaya çıkabilen bir kaygı türüdür.
- Seçici Dilsizlik: Seçici mutizm olarak da bilinen bu sorun, çocuğun ailesiyle rahatlıkla konuşabilmesine rağmen belirli sosyal durumlarda konuşamamasıdır. Çocukta bu durum, akademik başarıya veya sosyal iletişime müdahale eder.
Kaygı Bozukluğu Belirtileri
Kaygı bozukluğu, psikolojik ve otonom sinir sisteminin aktivasyonu ile ilgili, yani kişinin iradesinin kontrolü altında olmayan genel belirtilerle karakterizedir. Kaygı bozukluğunun genel belirtileri şunlardır:
- Korku ve yakın tehlike hissi
- Ölüm korkusu
- Kontrolü kaybetme korkusu
- Delirme korkusu
- Kaçınma
- İç gerilim
- Rahatlayamama
- Endişe
- Hipervijilans (aşırı uyarılma)
- Huzursuzluk
Kaygı bozukluğunun psikolojik belirtileri şunlardır:
- Farklı sorunlar hakkında aşırı endişeler
- Sinirlilik ve sabırsızlık
- Konsantrasyon zorluğu ve dikkat zayıflığı
- Duyarsızlaşma
- Çevreden kopma veya uzaklaşma
- Hafıza bozuklukları
- Uyku bozuklukları
- Kaygı bozukluğunun fiziksel belirtileri ise şunlardır:
- Nefes almada zorluk
- Göğüste sıkışma hissi
- Nefes darlığı (dispne)
- Hızlı nefes alma
- Göğüste ağrı
- Sersemlemiş hissetmek
- Baş dönmesi
- Kararsızlık ve denge eksikliği hissi
- Bayılma
- Vücudun farklı bölgelerinde karıncalanma hissi
- Boğulma hissi
- Yutma güçlüğü
- Boğazda yumru hissi
- Ağız kuruluğu
- Hızlı veya düzensiz kalp atışı
- Aşırı oranda terleme
- Güçsüzlük ve yorgunluk hissi
- Kas gerginliği
- Titreme
- Sık idrara çıkma
- İshal
Kaygı Bozukluğu Nedenleri
Kaygı bozukluğu nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte aşağıdaki durumlar bu sorunu tetikliyor olabilir:
- Genetik faktörler (aile bireylerinde kaygı bozukluğunun olması)
- Çevresel faktörler (stres veya travmatik bir olay yaşamak)
- Psikolojik gelişim
- Fiziksel bir patoloji
Kaygı bozukluğu, önemli bir ilişkinin sona ermesi veya yaşamı tehdit eden bir felakete maruz kalma gibi çevresel stresler tarafından tetiklenebilir. Strese verilen yanıt yetersiz olduğunda bu bozukluk ortaya çıkabilir. Örneğin bazı kişiler, bir dinleyici kitlesi önünde rahatlıkla konuşabilir, ancak bazıları ise korkma, endişelenme, terleme, hızlı kalp atışı ve titreme gibi belirtiler yaşayabilirler.
Bu sorun ayrıca, genel bir tıbbi durumdan veya alkol ve uyuşturucu gibi madde kullanımından da kaynaklanabilir. Kaygıya neden olabilecek genel fiziksel koşullar şunlardır:
- Kalp yetmezliği ve kalp ritmindeki değişiklikler (aritmiler) gibi kalp hastalıkları
- Aşırı aktif tiroid (hipertiroidizm) veya feokromositoma adı verilen hormon salgılayan bir tümör gibi hormonal bozukluklar
- Astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi akciğer bozuklukları
- Yüksek ateş
Kaygı Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir?
Kaygı bozukluğunu teşhis etmek, son derece zor olabilir. Bazı durumlarda bu bozukluğu, depresyon gibi diğer zihinsel sağlık durumlarından ayırt etmek de güç olabilir.
Bunun için hastaların, uzmana detaylı bilgiler vermesi çok önemlidir. Hem fiziksel hem de psikolojik tüm belirtileri uzmana bildirmek, teşhisi kolaylaştırır.
Kaygı Bozukluğu Tedavisi
Kaygı bozukluğu tedavisi, farklı kaygı türlerine göre değiştiğinden dolayı doğru teşhis çok önemlidir. Sorunun nedeni, başka bir tıbbi durum veya madde kullanımı ise uzman, semptomları tedavi etmek yerine sebebini ele alacaktır. Bununla beraber kaygı bozukluğu tedavisinde, hastanın durumuna göre psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi ve ilaç tedavisi tercih edilebilir.
- Psikoterapi: Psikolojik danışmanlık olarak da bilinen bu yöntemde amaç, kaygı belirtilerini minimal düzeye indirmektir. Bu yöntem, kaygı bozukluğunu tam olarak anlayabilme ve yönetebilmek için çok etkili bir terapidir.
- Bilişsel Davranışçı Terapi: Bu yöntem, anksiyete gibi bozukluklarla başa çıkmak için tercih edilen bir tedavidir. Bu tedavi, düşünceler, duygular ve davranışlar arasında yakın bir ilişki olduğu varsayımına dayanır.
- İlaç Tedavisi: Bazı durumlarda kaygı bozukluğu için ilaç tedavisi gerekebilir. Bu bozukluk için en çok tercih edilen ilaçlar arasında antidepresanlar veya yatıştırıcılar yer alır. Bu ilaçlar, ruh halini iyileştirir ve belirtileri azaltarak kaygıyı azaltır.
Çocuklarda Kaygı Bozukluklarının Tedavisi
Sorunlu olabilecek psikolojik ve psikiyatrik durumların yetişkinlikte gelişmesini önlemek için çocukluk çağında ortaya çıkan kaygı bozukluğunu erken tanımak ve tedavi etmek çok önemlidir. Çocuklarda kaygı bozukluğu tedavisi için genel olarak Bilişsel Davranışçı Terapi’den faydalanılır.
Çocuklara yapılan terapiyle bağlantılı olarak ebeveynlere de kaygılı çocuğa nasıl davranılması gerektiği konusunda, her zaman kaygı ve korkunun ne olduğunu açıklamak, duyguları dinlemeyi öğrenmek gibi belirli göstergeler verilen kurslar da vardır.
Kaygı Bozukluğu İçin İpuçları
Kişisel kaygıyı yönetmeye yardımcı olmak ve böylece biraz rahatlama sağlamak için bazı ipuçları vardır:
- Rahatlama teknikleri: Devam eden bir kaygı bozukluğu ile rahatlamak zordur. Ancak zihni ve bedeni sakinleştirmek için uygulanabilecek stratejiler vardır. Bazı örnekler arasında derin nefes alma, görselleştirme, ilerleyici kas gevşemesi ve meditasyon yer alır. Bu teknikler, düşük kaygı durumlarında kaygı ataklarını azaltabilir ve bu ataklar sırasında sakinleşmeyi kolaylaştırabilir.
- Fiziksel aktiviteler: Yapılan birçok araştırma, düzenli olarak günlük egzersiz yapmanın aynı zamanda zihinsel sağlığı da desteklediğini açıkça göstermektedir. Birçok çalışma, yerleşik bir yaşam tarzını yüksek düzeyde kaygıyla ilişkilendirmiştir. Egzersiz ise stres hormonlarını yakar, endorfin üretimini arttırır ve kasları gevşetir.
- Doğru beslenme: Bazı araştırmalar, magnezyum eksikliği gibi vitamin dengesizliklerinin kaygı bozukluğu semptomlarına katkıda bulunabileceğini bulmuştur. Bu durum, doğru beslenmenin gerçekten değerli olabileceğinin kanıtıdır. Ayrıca takviyeler de fayda sağlayabilir. Ancak takviyeler, doktor önerisiyle alınmalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Kaygı Bozukluğundan Tamamen Kurtulmak Mümkün mü?
Kaygı bozukluğu veya anksiyete, tedavi edilebilir bir sorundur. Bu rahatsızlıktan tedavi ile tamamen kurtulmak mümkündür.
Gece Anksiyetesi Nasıl Geçer?
Bu sorunu yaşamamak için gün boyunca farklı aktivitelerle meşgul olmak gerekir. Gün içerisinde zihin ve vücut ne kadar fazla yorulursa gece uyumak da o kadar kolaylaşır. Bu da gece anksiyetesinin ortaya çıkmasını engeller.
Yürüyüş Anksiyeteye İyi Gelir mi?
Fiziksel aktivite ve yürüyüş, anksiyete de dahil olmak üzere birçok psikolojik soruna çok iyi gelir.
Anksiyete Bozukluğu İlerlerse Ne Olur?
Her hastalıkta olduğu gibi kaygı bozukluğu da ilerlerse kronikleşebilir ve vücut üzerinde birçok farklı hasara yol açabilir.
Klinik Psikolog Serdar Avşar' dan Kaygı Bozukluklarında Psikolojik Destek Almak İçin TIKLAYINIZ:
Anahtar Kelimeler: Kayseri Psikolog Tavsiye | Kayseri Kaygı | Kayseri Anksiyete | Kayseri Kaygı Bozukluğu Tedavisi