Psikoterapi Nedir?
Psikoterapi, insanlara hayatın zor dönemlerinden kurtulmalarına yardım etmekle ilgili bir daldır. Psikoterapiye gitmenin birçok farklı nedeni olabilir. Bunlar arasında anksiyete, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk), depresyon, stres, aşağılık, utangaçlık veya zorbalık gibi durumlar yer alır. Ayrıca travmatik bir deneyim de psikoterapinin ilgi alanına girer.
Psikoterapi, krizde olmayan, ancak kendileri hakkında daha fazla bilgi edinmek ve mesleki veya kişisel olarak gelişmek isteyen kişilere de yardımcı olur. Psikoterapi çoğunlukla bireysel olarak yapılır. Ancak birçok psikoterapist, çiftlere ve ailelere de yardımcı olur.
Psikoterapinin Amaçları Nelerdir?
Psikoterapi, ister tıbbi türden bir terapötik talebe dayalı olsun, isterse kişinin gelişimiyle ilgili olsun tanımı gereği bir değişim sürecini içerir. Bu nedenle, farklı tekniklerin en düşük ortak paydası olarak çatışma kavramının terapinin nesnesi olacağını ve değişimin hedef olacağını söyleyebiliriz. Ancak değişim varsa, yeni bir dengeye doğru bir evrim vardır. Bu nedenle psikoterapi, psikolojik süreçler aracılığıyla gerçekleşen bir tedavidir. Psikoterapi, hasta ile psikoterapist arasında kurulan ilişki çerçevesinde eylemini gerçekleştirir.
Psikoterapi, hastanın iç yaşamında veya çevreyle olan ilişkisinde ifade edilen çatışmaları nesnesi olarak alır. Eyleminde, son dönemi yalnızca kısmen öngörülebilir olan bir değişim sürecini içerir.
Psikoterapi, konuşma terapisidir. Bu alanın farklı dalları vardır ve tüm psikoterapistlerin kendi uzmanlıkları vardır. Bununla birlikte tüm psikoterapilerde ortak olan, konuşmalar yoluyla semptomların arkasında yatan dinamikleri, kalıpları ve mekanizmaları önce tanımlamaya ve sonra değiştirmeye odaklanır. Bu nedenle odak noktası, örneğin sizi stresli, üzgün veya endişeli yapan düşünce, duygu, eylem ve olayları dile getirmek ve bunlarla çalışmaktır.
Başka bir deyişle psikoterapi, insanların psikolojik sorunlarına ilişkin içgörü kazanmalarına ve anlamalarına yardımcı olmaktır. Onlara günlük yaşamda daha iyi işlev görmeleri ve daha yüksek bir yaşam kalitesine sahip olmaları için ihtiyaç duydukları araçları vermekle ilgilidir. Bazıları için süreç, diğerlerinden daha hızlı ilerler ve tedavinin uzunluğu her zaman kişiye bağlıdır. Bazıları için bir psikoterapist ile birkaç görüşme yeterlidir. Ancak bazı hastalar için daha uzun bir seansa ihtiyaç vardır.
Psikoterapist Kimdir?
Psikoterapist, kriz dönemlerinde insanlarla zor konuşmalar yapmak üzere eğitilmiş kişilerdir. Terapist, danışanın sorunları ile semptomlarının arkasındaki nedenleri belirlemeye, ayrıca danışanın bunlarla ilgili düşünce ve duygularını işlemeye odaklanır.
İyi bir terapist, danışanın sorunlarına çözüm getirmez, ancak danışanın psikolojik zorluklarını anlaması ve içgörü kazanmasına yardım ederek onları destekleyecektir. Ardından danışanın kendi yaşam durumu için doğru olan çözümleri bulmasına yardımcı olacaktır.
Psikoterapi Hangi Sorunlarla İlgilenir?
Psikoterapi, ruhsal bir bozukluğun, davranış bozukluklarının veya psikolojik sıkıntıya neden olan herhangi bir başka sorunun psikolojik tedavisi olarak tanımlanır. Amaç, hastanın bilişsel, duygusal veya davranışsal işleyişinde, kişilerarası sisteminde, kişiliğinde veya sağlık durumunda önemli değişiklikleri teşvik etmektir. Bu tedavi, günlük zorluklarla ilgili yardımın veya bir tavsiye veya destek raporunun ötesine geçer.
Son yıllarda yapılan yüzlerce araştırma, psikoterapinin aşağıdakiler gibi çeşitli psikolojik sorunları etkili bir şekilde tedavi etmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir:
- Depresyon
- Panik atak
- Endişe
- Anksiyete
- Cinsel bozukluklar
- Yeme bozuklukları
- Çeşitli kişilik bozuklukları
Bu çalışmaların çapraz kontrolü, kullanılan belirli tekniğe bakılmaksızın, iyi yürütülen herhangi bir psikoterapinin muhtemelen iyi sonuçlar vereceği sonucuna yol açmıştır.
Psikoterapinin Avantajları Nelerdir?
- Psikoterapinin birçok avantajı vardır. Başlıcaları şunlardır:
- Psikolojik olarak acı çekmeyi (fobiler, kaygılar, kaygı, panik, tekrarlayan depresyon) azaltmanınzda yardımcı olur
- Duygusal veya ilişkisel sorunları (takıntılar, utangaçlık, benlik saygısı, aşkta başarısızlıklar) çözüme destek olur
- Esenliğe zarar veren davranışları (travma sonrası stres, çeşitli bağımlılıklar, hayali rahatsızlıklar, cinsel işlev bozuklukları) aşmanızda yardımcı olur
- Varoluşsal bir krizle yüzleştirir ve kişinin yaşam hedeflerini yeniden tanımlar.
- Refah ve kişisel gelişime katkıda bulunur.
Psikoterapist, Psikolog ve Psikiyatrist arasındaki Farklar Nelerdir?
Üç profesyonel grubun ortak noktası, hepsinin insanların zihinsel sağlıklarını iyileştirmelerine yardımcı olmakla ilgilenmesidir. Psikoterapist, psikolog ve psikiyatrist arasındaki farklar şunlardır:
Psikoterapist
Psikoterapist, bir konuşma yoluyla sorunların temeline inmeye odaklanır.Psikoeğitim yoluyla, sorunlarını anlamlandırır, davranışsal yöntemlerle aşmasına aracı olur. Psikoterapist, etkili bir şekilde psikoterapi için çok önemli olan hastayla güven ilişkisini sürdür. Böylece güvenliği üst düzeye çıkarmak için de terapötik bir çerçeve oluşturur. Psikoterapist ve danışman arasında güven ilişkisi esastır. Bu ilişki, seanslar boyunca devam eder.
Psikolog
Psikologlar Psikoloji bölümünden mezun ruh sağlığı çalışanlarıdır,Ancak hastalara, ilaç yazamazlar. Hastalıkları değerlendirmede gerekli test ve ölçekleri kullanırlar gereklieğitimleri almışlar ise psikoterapi de uygulayabilirler.
Psikiyatrist
Psikiyatrist ise psikiyatri alanında uzmanlaşmış bir doktordur. Birçok psikiyatrist, psikiyatrinin özel bir alanında uzmanlaşmıştır , reçete etmeleri gereken ilaçlara ek olarak ek bir eğitim almış ise psikoterapötik yöntemler de kullanır. Psikiyatristler , organik nedensellikli hastalıklar ile çalışırlar.
Psikoterapiye Başvurmanın Nedenleri Nelerdir?
Psikoterapiye başvurmanın birçok nedeni olabilir. Çoğu insan, yaşamlarında kendilerini rahatsız eden ve böylece yaşam kalitelerini düşüren bir konuda yardım almak için psikoterapiye başvurur. Bu faktörler arasında şunlar yer alır:
- Depresyon
- Stres
- İlişkilerde bozulmalar
- Yalnızlık
- Anksiyete veya OKB
- Düşük benlik saygısı, utangaçlık veya zorbalık
- Güvensizlik, güçsüzlük veya kıskançlık
Psikoterapi Türleri Nelerdir?
En popüler psikoterapi yöntemleri veya yaklaşımları şunlardır:
Psikodinamik veya Analitik Terapi (Psikanaliz)
Psikanalizden güçlü bir şekilde etkilenen psikodinamik terapi yaklaşımları, bilinçdışı kavramına başvurur. Çabalarını, bastırılmış ve çözülmemiş çatışmalar da dahil olmak üzere mevcut zorluklar ve geçmiş deneyimler arasındaki bağlantıları bulmaya odaklarlar.
Kişi, bu çatışmaları anlamak ve yavaş yavaş kendini onlardan kurtarmak için bu çatışmaların işleyişi üzerindeki etkisinin farkına varmaya yönlendirilir. Hastada derin ve kalıcı değişiklikler hedeflenir.
Bilişsel ve Davranışçı Terapi
Bazı psikolojik zorluklar, kişinin genellikle kendisine rağmen öğrendiği veya benimsediği uygunsuz düşünce ya da davranışlara bağlanabilir. Bu uygunsuz davranışlar, belirli durumlarda otomatik olarak ortaya çıkan kontrol edilemez tepkilere benzetilebilir.
Bilişsel ve davranışçı terapi (BDT), bu davranış ve düşünceleri tarafsız bir şekilde gözlemlemeyi, analiz etmeyi, yeni davranışlar öğrenmeyi ve istenmeyen düşünce veya duyguları daha uygun olanlarla değiştirmeyi önerir.
Kısa Süreli Terapi
Kısa süreli terapi, çözüm odaklı terapi, nörolinguistik psikoterapi gibi yaklaşımlar davranışsal yaklaşımlar olarak kabul edilebilir. Kısa terapinin temel amaçlarından biri tedavi süresini azaltmaktır. Bunu başarmak için uzman, sorunu maksimum hassasiyetle tanımlamaya ve mümkün olduğunca kesin olarak tanımlanmış sorunları çözmeye çalışır.
Hümanist veya Varoluşçu Terapi
Hümanist ya da varoluşçu terapi yaklaşımları, insanın kendi varlığına hâkim olma ve kendini tam olarak gerçekleştirme konusundaki içsel kapasitelerine dayanır. Bu terapötik aile transpersonel terapiler, yaratıcı veya dışavurumcu terapiler, konuşma terapileri ve sistemik veya etkileşimsel terapiler olarak dört alt gruba ayrılabilir.
Bu yaklaşımlarda uzman, bir kişinin kendi başına hasta olmadığını, rahatsızlığın daha çok etraflarındakilerle (aile, arkadaşlar, çalışma ekibi vb.) etkileşimlerinden kaynaklandığını düşünür. Uzmanlar, bu yaklaşımlara göre sorunun neden var olduğunu veya devam ettiğini değil, nasıl sürdürüldüğünü merak eder. Amaç, birey ve çevresi arasındaki ilişkiyi değiştirmektir. Bu nedenle seanslar, sıklıkla birkaç kişiyle (çift olarak, çocuklarla, çalışanlar arasında vb.) yapılır.